Saturday, April 12, 2008

Oğlum,

Bu hayatta bir eşini bir de işini aşk ile seçeceksin oğlum. İkisine de daldın mı dünyanı unutacaksın. O kadar ki, sanki çırılçıplak karşısında, tanrı ile konuşur gibi kendini unutacaksın.

Savrulan saçlarının arasından göreceksin denizi. Kokusunu denizde, denizi koynunda bulacaksın. Öylesine tatlı bir huzur verecek sözleri, gözlerinde kaybolacaksın. Onu sırçadanmış gibi koruyacak, derin bir saygı ile seveceksin.

Çorba ile ekmeğe kıt kanaat geçinip alnındaki teri gurula sileceksin. Bir işe başladın mı bitirmeden durmayacaksın. Gözlerinde pırıltılar, buz gibi suyu kana kana içerken ona baktığında, yaptığınla gurur duyacaksın.

İnsanlar seni anlamayacak, unut onu diyecekler, yapamazsın diyecekler, aldırmayacaksın. Aldırmayacaksın oğlum. Tırnaklarını geçireceksin hayata, aşk ile sarılacaksın. Karşılığını da ancak kendi kalbinde arayacaksın.

(baba yadigarıdır)

Sevgili günlük,

Hep bu iki kelime yüzünden hiç günlük tutmadım. "Otur her gün başından geçenleri yaz", "kendine mektup yazamış gibi"... Kalıplar, kurallar, ezberler. Şiirle de aram iyi değildi zaten, hep bu ezber yüzünden. Şiir neden ezberlenir ki? Şiir nedir de ezberlenir?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce

Okursun ve bu sana yeter. Anlatılmak istenen her şey o bir iki mısradadir zaten. "Okuduğumuzu anladık mı?"ya ne gerek var?

Gençken zaten her şeyi daha yoğun yaşamaz mıyız? Aşklarımız daha büyük, acılarımız daha derinden, arkadaşlıklarımız hiç bitmeyecek gibi değil midir zaten?

Olmasın hiç o ta içten gülen gözlerde yaş
Yollarımız ayrılsa bile seninle arkadaş

Ve bu kadar zengin bir edebiyatımız, her kalbe dokunacak bir iki mısramız varken bu hınç, bu zorla bıktırma ne diye?

Friday, April 11, 2008

Introduction

I finally gave up and decided to set up a blog. Since I have heaps of time to check my e-mails every two minutes and browse through facebook every now and then, I though I might perhaps do something more useful and have discussions with myself! One step forward to insanity...